Audi’nin elektrikli otomobil prototipi e-tron, enerji geri kazanımı sayesinde yüzde 30 daha uzun bir menzil sunuyor. İki adet elektr...
Audi’nin elektrikli otomobil prototipi e-tron, enerji geri kazanımı sayesinde yüzde 30 daha uzun bir menzil sunuyor.
İki adet elektrikli motor ve elektrohidrolik olarak entegre edilmiş olan fren kontrol sistemiyle gerçekleştiren e-tron’da otomobil tarihinde ilk defa üç farklı geri kazanım modu birlikte kullanılıyor.
Audi e-tron prototipi şaşırtıcı gücüne ek olarak yüksek verimlilik de sunuyor. 300 kW’a kadar güç üreten sistemi ve tam elektrikli sürüş özelliğiyle bu SUV, sıfırdan 100 km/s’e 6 saniyeden daha kısa bir sürede ulaşabiliyor.
WLPT sürüş döngüsünde (Dünya Çapında Uyumlu Hafif Otomobil Test Prosedürü) yapılan testte otomobil tek şarjla 400 kilometreden daha uzun bir mesafeyi kat ediyor.
Böylesine uzun bir menzile erişmesini sağlayan önemli faktörlerden biri ise rekabetteki en inovatif enerji geri kazanım sistemine sahip olması. Pikes Peak’te sergilediği etkileyici performansıyla Audi’nin elektrikli SUV’u rakipleri arasında kendini kanıtlıyor.
Her kilometrede fazladan bir kilometre daha menzil
Pikes Peak, deniz seviyesinden 4.302 metre yüksekte ve Rocky Dağları’nın güneyinde yer alıyor. 1987 yılında Walter Röhrl’ün Audi Sport quattro S1’le dünyaca ünlü tırmanma yarışını kazandığı yerde artık Audi e-tron prototipi ses getiriyor.
Değişken özelliğiyle rakiplerine kıyasla en iyi verimliliği sunan enerji geri kazanım sistemi sayesinde 31 kilometrelik iniş rotasında elektrikli SUV gittiği yolun neredeyse tamamını yeniden kat edebilecek kadar enerjiyi bataryasına geri iletiyor. Yaklaşık 1.900 metrelik yükseklik farkı da bu başarı için ideal koşulları sağlıyor.
Audi e-tron prototipi 300 Nm torka kadar çekiş gücü ve 220 kW’lık elektrik gücü üreterek (bataryadan kullandığı enerjinin yüzde 70’inden daha fazla) enerji geri kazanımı sağlıyor. Bu değerlere hiçbir seri üretim model otomobil şimdiye kadar erişemedi.
Motor freni kullanmayarak inişe geçiş
Enerji geri kazanım sistemi ile elektrikli SUV yüzde 30’a kadar daha uzun bir menzil sunuyor. Bunu, gücünü aldığı iki adet elektrikli motor ve elektrohidrolik olarak entegre edilmiş olan fren kontrol sistemi ile gerçekleştiriyor. Otomobil tarihinde ilk defa üç farklı geri kazanım modu birlikte kullanılıyor:
vites değiştirme kulakçıklarıyla sabit hızda seyir, öngörülü verimlilik asistanı destekli otomatik olarak devreye giren coasting modu ile geri kazanım ve elektrikli ve hidrolik yavaşlama arasında yumuşak geçişlerle fren enerjisi geri kazanımı. Normalde tüm yavaşlamaların yüzde 90’ında kullanılan sıradan fren sistemini kullanmaksızın Audi e-tron prototipi 0,3 g’ye kadar sadece elektrik motorları sayesinde enerji geri kazanımı sağlayabiliyor.
Böylece neredeyse tüm normal frenleme manevraları sırasında üretilen enerji doğrudan bataryayı şarj ediyor.
Sürücü, sabit hızda seyir ile geri kazanım için üç kademeden istediğini vites değiştirme kulakçıklarını kullanarak seçebiliyor.
En düşük kademede, sürücü ayağını gaz pedalından çektiğinde otomobil ek bir sürtünme torku olmadan sabit hızda seyrediyor. En son kademede ise elektrikli SUV hızını kayda değer ölçüde azaltıyor; böylece sürücü sadece gaz pedalını kullanarak otomobili hem yavaşlatabiliyor hem de hızlandırabiliyor.
Bu da tek pedal sürüş deneyimini mümkün kılıyor. Buradaki yavaşlama senaryosunda fren pedalını kullanmaya gerek kalmıyor.
Tekerlek frenleri sadece sürücü fren pedalını kullanarak 0,3 g’den daha sert bir yavaşlama gerçekleştirdiğinde devreye giriyor.
Yeni elektro-hidrolik etkinleştirme konsepti sayesinde frenler çok hızlı bir şekilde tepki veriyor. Audi elektrikli sürüş özelliğine sahip seri üretim bir otomobilde bu konsepti uygulayan ilk üretici. Kompakt fren modülünde bulunan hidrolik pistonun sağladığı ek basınç geri kazanım torku için ek fren gücü sunuyor.
Otomatik acil durum frenlemesi devreye girdiğinde otomobilin yavaşlamaya başladığı anda fren balataları ve diskleri arasında maksimum fren basıncının sağlandığı an arasında sadece 150 milisaniye geçiyor. Bu hızlı basınç oluşumu sayesinde geleneksel bir fren sistemine kıyasla durma mesafesi yüzde 20’ye kadar kısalıyor.
Sürüş koşullarına bağlı olarak elektro-hidrolik olarak entegre edilmiş fren kontrol sistemi Audi e-tron prototipinin elektrik motoruyla mı, tekerlek freniyle mi yoksa her ikisini birlikte kullanarak mı yavaşlayacağına (her bir aks üzerinde elektriksel olarak) karar veriyor.
Fren pedalının hidrolik sistemle bağlantısı kesiliyor. Motor freninden tamamen sürtünme frenine geçiş sürücünün fark edemeyeceği kadar yumuşak bir şekilde gerçekleşiyor.
Standart verimlilik asistanıyla desteklenen bu sistemle elektrikli SUV, geri kazanım potansiyelini maksimum düzeyde ve hedeflenen şekilde kullanabiliyor. Radar sensörlerini, kamera görüntülerini, navigasyon verilerini ve Car-to-X bilgisini kullanan sistem çevredeki trafiği ve rotayı algılıyor.
Sürücü de ayağını gaz pedalından çekmenin uygun olduğu anda Audi sanal kokpitte ilgili bilgiyi görebiliyor. Opsiyonel adaptif hız sabitleme asistanıyla birlikte kullanıldığında, verimlilik asistanı önceden hesaplama yaparak elektrikli SUV’yi hızlandırıp yavaşlatabiliyor.
Asenkron motorlar
Elektrikli sürüş özelliğine sahip SUV sadece verimliliğiyle değil performansıyla da etkilemeye devam ediyor.
Sahip olduğu iki adet elektrikli motor 265 kW’lık güç ve 561 Nm tork üretirken, 60 saniyeye kadar en yüksek düzeyde performans sağlıyor. Bu sayede otomobil hiçbir güç kaybı yaşamaksızın sıfırdan 200 km/s’lik elektronik olarak sınırlandırılmış azami hızına art arda birçok kez çıkabiliyor. Maksimum tahrik torkunu anında sunan otomobil, bu güçlü torku korumaya devam ediyor.
Sürücü, seçici kolu D’den S’ye getirip sağda yer alan vites değiştirme kulakçığını kendine doğru tamamen çektiğinde “Boost” modunu etkinleştirebiliyor ve otomobil sekiz saniye boyunca maksimum güç sunuyor. Bu mod etkinleştirildiğinde sistem 300 kW’lık bir güç çıkışı ve 664 Nm tork sunuyor. Audi e-tron prototipi sıfırdan 100 km/s’e altı saniyeden kısa bir sürede hızlanabiliyor.
Hiç yorum yok
Yorum Gönder